Bu makaleyi paylaş
Zaman; aklı, olgunluğu ve hizmeti arttırmak için bize verilmiş en değerli sermayedir. İnsanın sahip olduğu, asla kıymet biçilemeyen bir değerdir. En kıymetli hediyedir. Zamana karşı yaklaşımımız hayata bakış açımızı yansıtır. Herhangi bir insan vaktini nasıl geçireceğini, üstün bir insan ise vaktini nasıl tasarruf edeceğini düşünür. Zamanı verimli kullanmak ve onu boş yere harcamamak başarının en önemli sebeplerindendir.
Boş zaman yoktur. Boşa geçen zaman vardır. Yönetemediğimiz zaman bizim değildir. Zaman öyle bir şeydir ki ne durdurulabilir, ne yavaşlatılabilir, ne satın alınabilir, ne geri döndürülebilir, ne de tekrar kullanılabilir. Hem çok ucuz hem çok pahalıdır. Bazı alışkanlıklarımızdan dolayı zamanı etkili ve verimli kullanamayız. Oysaki zamanın yerine kullanabileceğimiz başka bir alternatif yoktur.
Zaman çok çabuk geçer. Geçen zamanı döndürmek mümkün olmadığı gibi onun yerini başka bir şey de tutmaz. Her gün biter, her saat tamamlanır, her an gider. Geriye sadece yaşananların izi ve etkileri kalır. Pek çok insan diğerlerinin boşa harcadığı zamanı kullanarak öne geçer. Zaman büyük bir öğretmendir.
Zamanı doğru ve verimli kullanma konusunda düzenlenmiş olan kurslardan biriydi. Zaman kullanma uzmanı olan öğretmen, çoğunluğu hızlı düşünmeyi ve hızlı uygulamayı gerektiren mesleklerde çalışan öğrencilerine:”Haydi, küçük bir sınav yapalım!” dedi ve masanın üzerine kocaman bir kavanoz koydu. Sonra torbadan çıkardığı irice kaya parçalarını dikkatle üst üste koyarak kavanozun içine yerleştirdi.
Kavanozda bir parça kaya bile koyacak yer kalmayınca sordu?-“Kavanoz doldu mu?”Sınıftaki herkes bir ağızdan cevap verdi.”Evet doldu.” “Demek doldu ha!” dedi öğretmen ve hemen eğilip aldığı küçük çakıl taşlarını kavanozun içine döktü. Kavanozu sallayınca bu çakıl taşları iri kayaların sağına soluna yerleşti. Yeniden sordu öğrencilerine: “Kavanoz doldu mu?” İşin sanıldığı kadar da basit olmadığını fark eden öğrenciler, daha dikkatli davranarak:”Pek de dolu sayılmaz” dediler. “Aferin!” Dedi zaman kullanma uzmanı.
Bu defa da masanın altından bir kova dolusu kum çıkarttı ve kaya parçalarıyla, küçük çakıl taşlarının arasındaki boşluklar tamamen doluncaya kadar döktü. Sonra yeniden:”Kavanoz doldu mu?” “Dolmadı” diye cevap verdi öğrenciler, “Hayır dolmadı!” Öğretmen, yine kocaman bir “Aferin!”çekerek, ortaya çıkardığı bir sürahi suyu kavanozun içine dökmeye başladı.
Ama bu defa başka bir soru sordu: Bu gördüklerinizden nasıl bir ders çıkardınız?” Ders çok açık ve netti, atılgan öğrencilerden biri:”Merak etmeyin, hepimiz anladık ve şu dersi çıkarttık ki; günlük iş programlarımız ne kadar dolu olursa olsun, yeni işler için zaman bulabiliriz.” Hepsinin hayret dolu bakışları arasında: Hayır” dedi öğretmen.” Çıkarılması gereken asıl ders şuydu:-“Eğer büyük taş parçalarını kavanoza önceden yerleştirmezseniz sonradan asla koyamazsınız!” Arkasından da herkesin kendi kendine sorması gereken soruyu sordu: Hayatınızdaki büyük taş parçaları hangileri? Onları ilk iş olarak kavanoza koyuyor musun yoksa kavanozun çakıl taşları, kum ve su ile dolduktan sonra kayalarınız dışarıda mı kalıyor?”
Çalışmak için zaman ayır; bu başarının bedelidir.
Düşünmek için zaman ayır; bu kudret ve kuvvetin kaynağıdır.
Okumak için zaman ayır; bu bilginin temelidir.
İbadet için zaman ayır; bu yücelmenin yoludur.
Gezmek için zaman ayır; bu seni dinlendirir.
Arkadaşlarına zaman ayır; bu mutluluğun kaynağıdır.
Gülmek için zaman ayır; bu hayatın yükünü hafifletir.
Eğlenmek için zaman ayır; bu genç kalmanın sırrıdır.
Sevmek için zaman ayır; bu hayatın anlamıdır.
Plan yapmak için zaman ayır; bu sana zaman kazandırır.
Başkalarına yardım etmek için zaman ayır; bu mutluluğun kaynağıdır.
Geleceği satın alabilecek tek şey bugündür. Hayat geç kalanları asla affetmez.
Kaynak: https://www.sozumoki.com/soz/zamani-zamanlamak-140385