Bu makaleyi paylaş
Girişimcilik; sosyal ve kültürel bir olgudur. Bu nedenle faklı sosyo-kültürel özelliklere sahip toplumlarda farklı girişimcilik nitelikleri önem kazanmaktadır. Girişimciler her şeyden önce insan olarak yaşadıkları sosyo-ekonomik ortamın bir ürünüdür.
Girişimciliğin gelişiminde en önemli faktörlerden biri de bu konuda verilen eğitimlerin yaygınlaştırılması ve kişilerin girişimcilik özelliklerinin geliştirilmesidir. Girişimcilik eğitimi ile girişimcilik faaliyetleri arasında olumlu bir ilişki olduğuna dair birçok araştırma bulunmaktadır. Girişimcilik eğitiminden amaç bir kişide girişimcilik potansiyeline yönelik olarak gizli kalmış bir takım özelliklerin ortaya çıkmasını ve farkında olmasını sağlamaktır. Girişimci niteliklere sahip olanların yanlış işler yapmalarını önlemek, kaynaklarının daha verimli kullanılmasını gerçekleştirmektir.
Bağımsız çalışma isteğine paralel olarak gençlere mezuniyet sonrasında kendi işlerini kurma ve yönetme becerileri ve özgüven kazandırılmalıdır. Böylece, verilecek girişimcilik eğitimi hedefine varacak, etkin sonuçlar alınabilecektir. Değişik iş fırsatlarını görebilecek projelerin hazırlanması ve teşvik edilmesi oldukça önem kazanmaktadır. Farklı sektörlerden başarılı girişimciler eğitimlere konuşmacı olarak davet edilmelidir. Bu anlamda sektörden uygulama örnekleri, iş adamları ve örnek hikâyeler; öğrenciler ile girişimcilik dersi kapsamında etkileşim içine sokulmalıdır.
Bunların yanında Türkiye’de bilimsel anlamda girişimcilik eğitimi üzerine yapılacak çalışmalara ağırlık verilmelidir. Girişimciliğe verilen değer, ülkeden ülkeye değişmektedir. Nitekim kimi ülkelerde konuya ilişkin bazı idarî birimlerin oluşturulmasına kadar gidilmektedir. Çünkü girişimcilik, bizzat şahısların katkısıyla gerçekleştirilmesi gereken bir hareket olmakla beraber, bazı idarî yaklaşımlarla desteklenmeyi de gerektirmektedir. Bu kapsamda AB’de bu hususa büyük bir önem verildiğini görmekteyiz. Girişimciliğin önemini güzel bir şekilde ifade eden özlü bir söz şu şekildedir: “Özel girişim, refaha sebep olur ve teknolojinin kullanımını devamlı olarak destekleyebilecek zengin toplumlar ortaya çıkarır.”
Geniş çerçeveli sosyal problemleri teşhis etmek ve çözmek için bir sosyal girişimciye gereksinim duyulur, çünkü bir sosyal girişimci, tüm sistem dönüşene dek yılmadan çalışmayı sürdürebilecek vizyon ve kararlılığa sahiptir. Tarihsel gelişim süreci İkinci Dünya Savaşı’na dek uzanan sosyal girişimcilik kavramının uygulama boyutu Muhammet Yunus ile 1970’li yıllarda bir kez daha önem kazanmıştır. Nitekim, 1974 yılında gerçekleştirdiği eylemi ve düşüncesiyle; ekonomik, ideolojik ve siyasal önyargıları hiçe sayarak kendi projelerini kabul ettirmeyi başaran Muhammed Yunus’un uygulamaya taşıdığı “Sosyal Girişimcilik” kavramı, ona bu alanda 2006 Yılı Nobel Barış Ödülü’nü getirmiştir.
Sosyal girişimcilik kavramının kurumsallaşmasında ise, 1980 yılında William Drayton tarafından kurulan ASHOKA’nın önemli bir payı olmuştur. Kuruluş amacı “Sosyal Girişimciliği” desteklemek ve bir sektör olarak algılanmasını sağlayarak bu sektörü destekleyen mekanizmaları oluşturmaya çalışmak olarak belirlenen ASHOKA, sosyal değişimin toplumların içinden doğduğu anlayışına vurgu yapmıştır. Sosyal girişimcilik ve sosyal inovasyon aynı anlamı taşımaz, ancak sosyal girişimciliğin var olmadığı bir ülkede sosyal inovasyondan bahsetmek çok gerçekçi olmayacaktır. Sosyal girişimcilik, ortaya çıkan fikirlerin sosyal değişim ve değer oluşturması için organizasyonlar boyutuna indirgenmesidir.
Girişimciliğin yalnızca ticari alanla sınırlandırıldığı, toplumun sosyal sorunlarına çözüm arayanlara ise hayalci denildiği bir dönemde sosyal girişimcilik, toplumların kalkınmasında önemli rol oynamıştır. Sosyal girişimciler yüzyıllardır toplumların alışılagelmiş davranışlarını değiştirerek dönüşümlere yol açmışlardır.
“İnanırsan yapabilirsin” sözü gerçekten de herkes için geçerlidir. Yapılan işlerin kapasitesi değişebilir, ama herkesin toplumsal sorumlulukta üstlenebileceği ve başarabileceği işler olduğu da bir gerçektir. Unutulmaması gereken en önemli nokta, toplumun yapısına özgü ve halkı kavrayabilecek yenilikçi çözümler üretebilmek gerektiğidir ki bunun için de ileri görüşlü olmak gerekir.
Dr. Nebiye YAŞAR
Kaynak: https://www.sozumoki.com/soz/sosyal-girisimcilik-149119